insurai preloader Logo

Gençler İçin Sağlık Sigortası Neden Şart?

Home - Gençler İçin Sağlık Sigortası Neden Şart?

Sabahın köründe kahvaltını yapamamışsın, uykusuzsun, belki de dün akşamki dürüm midende deprem etkisi yaratıyor ama işin var gücün var diye evden çıkmışsın. Derken bir bakmışsın ki kolun uyuşuyor, başın dönüyor, gözlerin kararıyor ve sen kendini en yakın hastanenin acilinde buluyorsun. İçerisi kalabalık, sen ise göz ucuyla “acil” yazısını kontrol ediyorsun çünkü bu kadar insan nasıl oldu da aynı anda “acil” hasta oldu diye düşünüyorsun. Ama sonra o meşhur soruyla karşılaşıyorsun: “Özel sağlık sigortanız var mı?” İşte o an o basit gibi görünen sorunun hayatla ölüm arasında bir fark yaratabileceğini anlıyorsun. Çünkü cevabın “yok” olunca sistem seni yavaş moda alıyor, sıraya oturup tavana bakma sürecin başlıyor. Ve evet, tam da bu yüzden sigorta yaptırıyoruz gerçekten.

Gençliğin verdiği o ölümsüzlük yanılgısı işte burada devre dışı kalıyor çünkü ne zaman ne olacağı belli olmuyor. Ayağını burksan, gözünde arpacık çıksa ya da yıllardır sesini çıkarmayan dişin bir sabah kendini “varlık olarak fark ettirme” kararı alsa bile sağlık sistemi sana sıraya geçmen gerektiğini hatırlatıyor. Çünkü sistem işler ama yavaş işler. Sen hızlı iyileşmek istiyorsan ya torpilin olacak ya da sağlık sigortan. Çünkü bazı gerçekler artık kaçınılmaz hale geldi ve sağlık sigortası da bu yeni gerçeklerden biri oldu.

Eskiden sigorta denince akla hayat sigortası, trafik sigortası ya da emekli olunca biriktirilecek paralar gelirdi ama artık işler değişti. Çünkü hayat öyle bir hızlandı ki insanlar çabuk hasta oluyor, çabuk iyileşmek istiyor ama sıranın çabuk ilerlemesini beklerken hastalığın evrim geçirip seni başka bir noktaya taşıyabileceğini fark ediyorlar. Ve burada sağlık sigortası devreye giriyor çünkü sigortan varsa o sırayı beklemiyorsun, özel hastanenin VIP koltuğuna oturuyor gibi hissediyorsun. Çayını kahveni içemesen de en azından “bekleme süresi” acını ikiye katlamıyor.


“Bana Bir Şey Olmaz” Diyenlerin Sessiz Dramı

Gençler olarak hepimiz “bana bir şey olmaz” kulübünün onur üyeleriyiz. Merdivenden düşsek kahkaha atarak kalkarız, başımız ağrısa telefonun ışığına suç buluruz, migren bile olsa su içip geçmesini bekleriz. Çünkü doktora gitmek son çaredir bizim için ama gel gör ki sistem öyle işlemiyor. Çünkü doktorlar artık kolay kolay görünmüyorlar, “randevu alın” diyorlar, “bu haftaya doluyuz” diyorlar. Ve sen acıyla kıvranırken sağlık sisteminin bürokratik labirentinde kayboluyorsun. Ama işte tam bu noktada sağlık sigortası sihirli bir geçiş kartı gibi oluyor çünkü seni arka kapıdan alıp doktora ulaştırabiliyor. Hem de öyle üç hafta sonra değil, aynı gün içinde.

Genç olmak enerji dolu olmakla karıştırılıyor bazen ama çoğumuz yoğun iş temposu, sınav stresi, uyku düzensizliği, kötü beslenme ve bolca ekran maruziyetiyle zaten içten içe yıpranıyoruz. Sadece henüz sistemimiz çökmediği için farkında değiliz ve biz farkına varana kadar da sağlık sigortası bir “lüks” gibi duruyor. Halbuki sistemin çökmesini beklemek yerine daha sağlam çalışmasını sağlamak için küçük bir yatırım yapmamız gerekiyor. Çünkü bir hastalık çıktığında değil, çıkmadan önce çözüm üretmek esas mesele oluyor. Ve sağlık sigortası tam da bu noktada bir çözüm önerisi sunuyor.

Her genç kendi içinde bir kaosla mücadele ediyor. Bazımız freelance çalışıyor, bazımız beyaz yakalı, bazımız hâlâ öğrenci. Ve devlet hastanesi randevusu almak için “çünkü başka çarem yok” diyenlerdeniz. Ama gün geliyor, bir diz ağrısı bile seni hayatın dışında bırakabiliyor. Ve işte o zaman sağlığa yatırım yapmadığın her an pişmanlık olarak geri dönüyor. Çünkü bazen ağrılar sadece fiziksel değil, sistemsel oluyor. Ve bu sistemin içinde biraz daha konforlu bir şekilde ilerlemenin yolu sağlık sigortasından geçiyor.


Sağlık Sigortası Ne Kadar Paraya Mal Olur Diye Soranlara Cevap: Daha Ucuzu Yok

Tabii burada akla gelen ilk şey şu oluyor. “E tamam da bu sigorta ne kadar, aylık kaç para vereceğiz, Netflix mi iptal edilecek, kahve mi içilmeyecek” gibi sorular. Çünkü paranın nereye harcandığı çok önemli ve haklısın, gereksiz bir şeye beş kuruş bile vermemek lazım. Ama konu sağlık olunca o harcamanın seni sonradan kurtarabileceğini bilmek lazım. Çünkü sağlık sigortası denilen şey aslında bir “ne olur ne olmaz” bütçesi gibi düşünülmeli. Çünkü bu sistemin içinde hasta olsan da olmamış gibi davrananlar var. Ve sen o sırada sadece “tedavi olmak” istiyorsan bu sistem sana yavaş davranabilir. Ama sigortalıysan işler daha hızlı yürür çünkü sağlık sigortası sadece bir ödeme değil, bir ayrıcalık kapısı açıyor.

Genelde sağlık sigortası deyince akıllara pahalı rakamlar geliyor ama işin özünde durum pek öyle değil. Çünkü aylık bir spor salonu üyeliği kadar bazen hatta ondan da az ödeyerek kapsamlı bir sigortaya sahip olmak mümkün oluyor. Ve bu sigorta seni sadece hastalık anında değil, genel sağlık kontrolünden tut da küçük operasyonlara kadar pek çok şeyde destekliyor. Yani düşündüğünde hem cebin hem vücudun için bir konfor alanı yaratmış oluyorsun. Çünkü her şey parayla ölçülmese de sağlık konusunda erken davranmanın ekonomik avantajları çok büyük oluyor.

Bir de şu var. Gençken yapılan sigortanın primi daha düşük oluyor çünkü riskin az, hastalık ihtimalin düşük, sistem seni daha “sorunsuz” birey olarak görüyor. Ve sen de bu avantajdan faydalanarak daha uygun fiyata yıllık bir plan yapabiliyorsun. Yani bu aslında zamanla yarışmak gibi, erken davranırsan daha az ödersin, geç kalırsan cebinle ödersin. Çünkü sistem seni “geç kalmış” birey olarak değerlendiriyor ve fiyatını da ona göre yazıyor. Sen ise sadece sıraya geçmemek için değil, uzun vadede kendini korumak için bir adım atmış oluyorsun.


“Ya Kullanmazsam” Diyenler: Kullanırsan Zaten Gecikmişsindir

Peki sağlık sigortası yaptırdım ama hiç hasta olmadım diyelim. Param boşa mı gitti? İşte burası tam da meseleye bakış açısını değiştiren yer oluyor. Çünkü sağlık sigortası kullanmak zorunda kalmamakla değerlidir. Tıpkı kemer takmak gibi, tıpkı telefonuna kılıf almak gibi. Çünkü risk gerçekleşirse faydasını görürsün ama gerçekleşmezse de seni güvende tutmaya devam eder. Ve bu güven hissi hayatının kalitesini artırır. Çünkü “acaba”sız yaşarsın, içinden “ya hastalanırsam ne yapacağım” demek zorunda kalmazsın. Çünkü ne yapacağını biliyorsundur.

Bunu biraz da telefon ekran sigortası gibi düşün. Ekran çatlamasın diye aldın ama çatlamadıysa mutlusun çünkü cihazın sağlam kaldı. Sağlık sigortası da aynı şekilde, seni çatlarsan tutacak bir sistem kurar. Çatlamazsan zaten ne güzel ama ya çatlıyorsan? İşte o zaman birileri seni yakalasın istiyorsan sağlık sigortası devreye girer. Çünkü yalnızca maddi değil, psikolojik bir rahatlama da sağlar. Ve bu da yaşadığın her süreci daha kolay yönetmeni sağlar. Çünkü en kötü senaryoda bile ne yapacağını bilmek büyük bir konfordur.

Üstelik bu konfor sadece sana değil, ailene, arkadaşlarına ve hatta işine bile yansır. Çünkü sen hızlı iyileşince her şey kaldığı yerden devam eder. Kimse senin doktor sırası beklerken harcadığın zamanla uğraşmaz. Çünkü sistemin sana ayırdığı o görünmez destek sayesinde bir nevi zaman da kazanırsın. Çünkü sağlık sigortası sadece bir “beden güvencesi” değil, aynı zamanda “zaman yönetimi” çözümüdür. Çünkü hasta olup da bir hafta evde kıvranmak mı istersin, yoksa iki saatte muayene olup işine gücüne dönmek mi? Karar senin ama seçenekler belli.


İşte tüm bu sebeplerle, evet, acilde sıra beklememek için sigorta yaptırıyoruz gerçekten. Çünkü artık sağlık sigortası sadece hasta olunca değil, hasta olmamak için de yaptırılan bir şeye dönüştü. Ve gençliğin ölümsüzlük illüzyonu biraz olsun çatladığında, sigorta dediğimiz şey sadece kâğıt üstünde değil, gerçek hayatta da değer kazanmaya başlıyor. Çünkü o an geldiğinde kimse sana “neden yaptırmadın” demiyor ama sen kendine demeye başlıyorsun ve o ses uzun süre susmuyor.

İstersen şimdi kahveni al. Belki bugün sağlıklısın ama yarın ne olacağını bilmeden yaşamak yerine küçük bir adımla büyük bir fark yaratabileceğini unutma. Çünkü sağlık sigortası, aslında gelecekteki sana yazılmış en gerçekçi notlardan biri gibi duruyor. Ve o notu bugün okumaya başlaman sana sadece huzur değil, hız da kazandırıyor. Çünkü sıra beklemek tarih oldu. Sen yeter ki o sıraya hiç girmemeye karar ver.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir